Büyük oyuncu Ahu Tuğba, 1 Eylül’de ABD’de birlikte yaşadığı kızı Anjelik Calvin’in evinde hayatını kaybetti. KOAH’tan hayatını kaybettiği bildirilen Tuğba’nın naaşı, ABD’nin Miami kentinden kalkan THY uçağıyla İstanbul Havalimanı’na götürüldü. Cenazeyi taşıyan uçak saat 16.10’da İstanbul’a indi.
Anjelik Calvin, sosyal medya paylaşımında şunları söyledi: “Bu Cumartesi (bugün) saat 11.00’de Atlas Beyoğlu Sineması’nda anma töreni düzenlenecek. Cenaze töreni öğle vakti Teşvikiye Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından kılınacak. Annemi hep birlikte uğurluyoruz. dualarla, dualarla gitmesine izin verin.” kullanılmış.
“ONU ALLAH’IN İZNİYLE GETİRDİK”
Angelic Calvin gözyaşları içinde annesinin son günlerini anlattı. Calvin, şunları söyledi: “Annemi aniden kaybettiğim için, değerli üst düzey gazetecilerim Selçuk Akdağ ve Nurettin Soydan’a ulaşıp naaşını getirebildim. Sayın Bakanım Mevlüt Çavuşoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Cemil Kalyoncu’ya da yardım ettiler ve bunun bir kısmını annemin ekmeğiyle ödediler. Onu buraya getirdik, Allah’ın izniyle, yarın herkesi Teşvikiye’de öğle namazına bekliyorum. Zaten aşırı sigara içmekten kaynaklanan sorunları olduğu ve içki içmediği veya kumar oynamadığı için ileri KOAH hastasıdır. Başka kötü alışkanlığı yok.”
“Migren ilaçlarından şüpheleniyorum”
Ahu Anjelik şunları söyledi: “Annemin gözünün kötü olduğunu söyledim. Çocukken ağzından kan geldi mi? Gözyaşı var mıydı? Ne oldu? Kazadan bu kızı sorumlu tutan bendim ve o senatörlere şikayette bulununca zar zor otopsi yaptık. Hala şüpheliyim çünkü annemin yastığında kan vardı. 9-10 gün uyumayan bir kız düşünün; Aşırı ısındı ve aniden buz gibi soğuk hissetti. Ben bir anneyim, hadi, ateşim gitti. Alnından öptüm ve uyumaya gittim. Olan bitenin muhtemelen migren ilaçlarının etkisi olduğunu düşünüyorum. Migren, aç karnına ateş düşürücüdür. Migren ilaçlarının etiketinde ayrıca birden fazla almanın kanamaya neden olacağı da belirtiliyor. “Migren ilaçlarından şüpheleniyorum” dedi.
“O DUA ETTİ BEN DE BU ŞEKİLDE YALAN SÖYLEDİM”
Calvin şöyle dedi: “Bu bir şaka; Biz Türkler zehirlenince yoğurt yeriz. Benden biraz yoğurt istedi ve bir anne gibi dua etti. Ben böyle uyudum. “İlgi istiyorum” dedi. Keşke burada bir çocuk gibi ölseydi. Bunu hissetti. Kızım ölürsem beni Türkiye’ye gömün dedi. Beni burada bırakma dedi, duydu, dedi tatlım, sanırım öleceğim. Ben de; Anne sen neden bahsediyorsun, hadi hastaneye gidelim. Basiret yeteneğim engellendi. Pişmanlık duyuyorum. Bunu herkes bilmeli. Onu nasıl dinleyip de hastaneye götürmezdim? Onun önceki geceden kalma tişörtünü giyiyorum. Bir gece önce anneme şunu söyledim; Anne hadi kalk gidelim, çözüm makinesi yetmiyor, hastaneye götürülüyor, ‘Anjelik yok, iyiyim’ dedi, uykuya daldı. Annem asla böyle birinin yanında uyumaz. Hakan kardeşimiz vardı. Sanırım melek gibi uyuyor, onu hiç fark edemedim. Sonra tabi ki daha fazla dayanamadım, şüphelendim ve akşam olduğunda kalbim sıkıştı. Baktım, annemden hiçbir iz yoktu. Onu çıkardığımda artık bir ceset oluyor. Tanrı onu aldı. “Korkunç bir şey Rabbim, düşmanıma olmasın” dedi.
‘CENAZE TAŞIMA MALİYETİ 10 BİN DOLARI AŞTI’
Calvin şunları söyledi: “Morg ücretleri hariç, sadece cesedin taşınması 10.000 dolardan fazlaya mal oldu. Ölümlü dünyada bunlar önemli değil. 1 lira 2 lira oluyor. “Önemli olan onu Allah’ın huzurunda gömmemiz ve Allah’ın bizi bağışlamasıdır” dedi.