AA
Oluşturulma tarihi: 09 Ekim 2024 08:26
“Parasal sıkılaştırma dönemlerinde kurumsal temerrüt davranışı nasıl farklılık gösteriyor?” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) blog sayfasında Merkez Dergisi’nde yer almaktadır. Başlıktaki analizde 2018 sıkılaştırma döneminde artan takipteki kredilerin (TGA) 2023 sıkılaştırma döneminde nispeten düşük kaldığı belirtildi.
TCMB Veri Yönetişimi ve İstatistik Genel Müdürü Yusuf Kenan Bağır, Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Ünal Seven ve ekonomist Ertan Tok tarafından hazırlanan “Parasal sıkılaştırma dönemlerinde şirketlerin temerrüt davranışları nasıl farklılaşıyor?” başlıklı analiz yayımlandı.
Analizde, parasal sıkılaşma dönemlerinde finansal istikrarın izlenmesi açısından kurumsal temerrütlerin yakından takip edilen göstergelerden biri olduğu belirtiliyor. “Bu yazımızda, parasal sıkılaştırmanın farklı dönemlerinde kurumsal temerrütlerin gelişimini, kurumsal temerrütlerin ölçek ve sektör bazında değişimini ve Haziran 2023’te başlayacak sıkılaştırma döneminde finansal kaldıracın rolünü inceliyor, çıkarımlarda bulunuyoruz.” ifadeler kullanıldı.
class = “medyanet-inline-adv”>
Analizde, tarihsel olarak ticari kredi faiz oranlarının 2018 ve 2023 sıkılaştırma dönemlerinde arttığı belirtiliyor.
Öte yandan analizde, 2018 sıkılaştırma döneminde artan TGA’ların 2023 sıkılaştırma döneminde de nispeten düşük kaldığına dikkat çekilerek, şunlar gözlemlendi:
“TCMB politika faizi Haziran 2018’i takip eden dört ayda yüzde 8’den yüzde 24’e çıkarıldı ve Temmuz 2019’a kadar bu seviyede tutuldu. Politika faizindeki artışla eş zamanlı olarak ticari kredi faiz oranları da yüzde 17,9 seviyesinde gerçekleşti. Sıkılaştırma öncesi yüzde 35’e yükselen ticari kredilerdeki TGA oranlarının da hızla arttığı ve sıkılaştırma öncesi yüzde 3’ten 2019 sonu itibarıyla yüzde 6’ya yükseldiği görülüyor. Ticari kredilerdeki artışa rağmen takipteki kredi oranları yüzde 1,5 seviyesinde. “İki dönem arasındaki faiz artışlarının zamanlaması, enflasyonun düzeyi, döviz kurlarındaki değişimler ve jeopolitik gelişmeler gibi makro faktörlerin yanı sıra, kredilerin takibe dönüşüm oranları da yüzde 1,5 seviyesinde” diye konuştu. , şirkete ve sektöre özgü özellikler. onlar da belirleyicidir.”
Analizde şu değerlendirmelere yer verildi:
“İki sıkılaştırma döneminde gözlemlenen temerrüt farklılıkları ile şirket özellikleri arasındaki ilişkiyi göstermek amacıyla kurumsal yaşlanma analizleri yapıyoruz. Yaşlanma analizi esas olarak belirli bir dönemde sağlıklı olarak tanımlanan şirketlerin bir sonraki dönemdeki temerrüt oranlarını gösteriyor. Analize göre referans dönemi esas olarak faiz oranlarının değişmediği Haziran 2014’ten sonraki dönemdir.” Olarak tanımlanır. Bu dönemde temerrüde düşen şirket oranının 16 ayda yüzde 5’e yaklaştığını görüyoruz. 2018 yılı parasal sıkılaştırma döneminde ise bu farklılık faiz artırımının başlamasından 6 ay sonra belirginleşmeye başlıyor.
class = “medyanet-inline-adv”>
Analizin başlangıç tarihinden itibaren 16 ay sonra temerrüde düşen sağlıklı şirketlerin yüzdesinin şirket ölçeği ve borç düzeyine göre özetlendiği analizde, şirketler ölçek açısından mikro, orta ve büyük olmak üzere 3 gruba ayrıldı. ; Şirketin borç seviyesi açısından kredi bakiyesinin net satışlara oranlanmasıyla düşük, orta ve yüksek olmak üzere üç gruba ayrıldığı belirtildi.
Analizde, para politikası sıkılaştırmasının başladığı Haziran 2018-Eylül 2019 ile faiz oranlarının sabit kaldığı Haziran 2014-Eylül 2015 yılları arasında şirketin temerrüde düştüğü durumlarda borç ve kapsam açısından karşılaştırıldığında, borç ve kapsam açısından karşılaştırıldığında artış olduğu gözlemlendi. Yüksek kaldıraçlı orta ve büyük ölçekli şirketlerden oluşan grupta temerrütler daha belirgindi.
SONUÇLAR BORÇ İLE TEMERRÜT OLASILIĞI ARASINDA POZİTİF BİR İLİŞKİ GÖSTERMEKTEDİR.
class = “medyanet-inline-adv”>
Analizde, sonuçların borçluluk ile temerrüt olasılığı arasında pozitif bir ilişki olduğunu gösterdiği ve bu ilişkinin faiz oranlarının yükselmeye başladığı dönemde yatay kaldığı döneme göre daha güçlü olduğu belirtildi. Bir başka deyişle, yüksek faiz ortamında temerrüdün borçluluğa duyarlılığının daha da arttığı ileri sürülmüştür.
Sonuç olarak analiz, yüksek kaldıraçlı şirketlerin Haziran 2023’te başlayan faiz artış sürecine diğer şirketlere göre daha olumsuz tepki verebileceğini öne çıkardı.
Analiz, ekonominin ivmelenmesi, faiz oranlarındaki değişim oranı, bankaların risk alma kapasitesi ve sektör borçluluğu reel açısından, kullanılan karşılaştırma dönemleri ile faiz patikası içinde bulunduğumuz dönem arasında farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor. Sıkılaşma döneminde çok düşük seviyededir. Ayrıca 2018 yılıyla karşılaştırıldığında reel sektörün döviz pozisyonunun açığı önemli ölçüde azalmış, döviz şoklarına karşı dayanıklılığı bankaların kredi riski taşıma kapasitesini artırmış, şirketlerin borç taşıma kapasiteleri ise benzer dönemlere göre daha yüksek çıkmıştır. Bu durum reel sektör şirketlerinin ve bankacılık sektörünün kredi temerrütlerine karşı daha dirençli olduğunu gösteriyor” dedi. derecelendirmeler dahil edildi
class = “medyanet-inline-adv”>
Analizde, kurumsal temerrütlerin Haziran 2023 sonrası ile 2018-2019 dönemleri arasındaki farklılaşmasını göstermek amacıyla yaşlandırma analizinin 1 Haziran 2023 – 31 Ağustos 2024 dönemi için genişletildiği belirtildi ve şöyle devam etti:
“Mayıs 2023’te sağlıklı olarak tanımlanan şirketlerin temerrüt eğilimini önceki dönemlerle karşılaştırdık. Sonuç olarak sağlıklı şirketlerin Mayıs 2023’teki temerrüt oranlarının, 2018-2019 temerrüt oranlarına ve oranlara göre oldukça düşük olduğunu gördük. Faiz oranlarının artmadığı Haziran 2014 sonrası dönemde ise sektör düzeyinde ele alındığında efektif temerrüt oranı ve temerrüt oranı oldukça olumlu olup, 2023 dönemindeki pozitif ayrışma oldukça belirgindir. Sektörler arası homojen görünüm “Ancak kurumsal temerrüt oranları fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından yakından takip edilmesi gereken göstergelerden biri olmaya devam ediyor.”