Palmiye ağaçları, tertemiz deniz ve balayı tatilinin daimi adresi. 40 yıl içinde sular altında kalacağı tahmin edilen ada ülkesi Maldivler, şu sıralar bir “kara büyü” skandalıyla çalkalanıyor.
Maldivler Çevre Bakanı Fatima Saleem, başkanlık ofisinde çalışan eski kocası Adam Rameez ve diğer iki kişi Perşembe günü Başkan Muhammad Muizzu’ya “kara büyü” yaptıkları suçlamasıyla tutuklandı.
Maldiv portalı SunOnline’ın başkanlık sözcüsü Heena Waleed’e dayandırdığı haberde, bakanlar Saleem ve Rameez’in kamu görevlerinden ihraç edildiği yazıldı.
Muizzu, 2012-2018 yılları arasında Maldivler’in başkentinde belediye başkanı olarak görev yaparken, Saleem ve Rameez belediye meclisi üyesiydi ve ona yakın isimler olarak biliniyordu.
Ancak her iki ismin de son beş aydır kamuoyundan uzak kaldığı söyleniyor. Maldiv polisi, Muizzu’ya “kara büyü” yapıldığı gerekçesiyle dört kişinin tutuklandığı yönündeki basın iddialarına yanıt vermedi. Ancak Saleem, Rameez ve diğer iki ismin dahil olduğu bir dava üzerinde çalıştıklarını itiraf ettiler.
Bakan Saleem ve eşi Rameez’in bir haftadır gözaltında tutulduğuna inanılıyor. Malé belediye meclisi üyesiyken Başkan Muizzu’nun tavsiyesi üzerine önce Devlet Bakanı, ardından Çevre Bakanı olarak atanan Saleem, eşi Rameez ile birlikte 6 ay hapis cezasına çarptırılabilir.
Maldivler, İslami hukuk sistemi olarak bilinen, şeriat ve İngiliz medeni hukukundan da etkilenen karma bir hukuk sistemine sahiptir. Ülkenin ceza kanununa göre kara büyü, büyü ve falcılık gibi fiillerin cezai yaptırımı bulunmuyor. Ancak ülkedeki şeriat kanunu, bu gibi durumlarda kişinin 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılacağını öngörüyor.
Günümüzde birçok ülkede dini ve geleneksel ritüeller bağlamında büyü yapmanın yasal bir karşılığı bulunmaktadır. Örneğin Suudi Arabistan’da “kara büyü” kullandığı tespit edilen herkesin cezası ölümdür. Ayrıca büyücülüğün önlenmesi amacıyla vatandaşların kullanımına açık bir “Büyücülük İhbar Hattı” bulunmaktadır. Benzer bir durum İran İslam Cumhuriyeti’nde de mevcut. Şeriat kanunlarına göre büyü yapanlara ağır yaptırımlar uygulanıyor.
Bu iki ülke dışında Hindistan’ın bazı eyaletlerinde şiddet olaylarını önlemek amacıyla geleneksel ritüeller kapsamında yapılan büyünün farkına varılması halinde cezalandırılıyor.
Devletin tüm inanç sistemlerine aynı mesafeyi korumasını gerektiren laiklik ilkesinin Anayasa’da yer aldığı Türkiye’de ise durum biraz farklı. Türk Ceza Kanunu’nun 158’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde “nitelikli dolandırıcılık” kapsamına giren büyücülüğün üç yıldan on yıla kadar cezalandırılacağı belirtiliyor. Ayrıca “büyücülere” 5.000 güne kadar idari para cezası verilebilecek.
İngiltere’de en son 1682 yılında büyücülük suçlamasıyla yargılanan bir kişi ölüm cezasına çarptırılmıştı. Benzer bir durum 1718’de Fransa’da, 1736’da İskoçya’da, 1780’de İspanya’da ve 1821’de İrlanda’da yaşandı. Günümüzde büyücülük örneklerine hala rastlansa da toplumdaki büyücülüğe olan talebin ülkeden ülkeye ve bölgeye göre değişiklik gösterdiği görülüyor. bölge.